- Mesajlar
- 254
- Tepki puanı
- 305
- Puanları
- 63
Level
8
Protean, Aarvad dünyasında düzenin ve uyumun sembolü olan, yüzyıllardır ayakta duran bir imparatorluktur. Hemen hemen her yere yayılmış, hayatın döngüsüyle, yani yaşam ve ölümle muhteşem bir uyum içinde yaşayan, ileri mimarisi ve estetik anlayışı ile Proteanlıların her zaman gurur kaynağı olmuştur. Protean medeniyette gelinen son noktadır.
Proteanlıların bu kadar gelişmiş olmasının sırrı Arius ve Naru’nun yaptığı anlaşmada, yani iki tanrının iş birliği sayesinde ruhların başka bedenlerde yeniden doğup başka hayatlar yaşamasında gizlidir.
Bir Proteanlı fiziksel olarak ölümü tatsa bile ruhu asla tam anlamıyla yok olmaz. Spiritüel dünyaya geçebilmek için Narun Kristali’ni bulmak zorundadır. Naru’nun ruh toplayıcıları bu noktada devreye girerler ve yolunu kaybetmiş ruhları kristale doğru yönlendirirler. Ruh, ışık yayan kristali bulduktan sonra yeraltına iner ve Naru’nun öte alemdeki mağarasına açılan yarıktan geçer.
Ruh artık tanrıça ile yüzleşmeye hazırdır. Naru’nun günahlarıyla, sevaplarıyla ruhları kitap gibi okuyabilme yeteneği vardır. Naru, ruhun ikinci bir yaşamı hak etmediğine karar verirse ruh sonsuza Narun Kristali’ne hapsolur ve cezasını çekmeye başlar.
Eğer tanrıça ruhun günahlarının kefaretini ödeyebileceğine kanaat getirirse, ruh yeraltını terk eder ve Arius’un yanına, gökyüzüne çıkar. Ruh burada yaşam tanrısının katında yeni bedenini beklemeye başlar. Anua doğru anda, ruhu içine çeker ve beklemeye başlar. Doğumdan hemen önce okunan bir dua Arius’un doğru zamanı anlamasına yardımcı olur ve yaşam tanrısı doğru anda ruhu yeni bedenine üfler.
Ruh, yeni bedeninde yaş aldıkça önceki hayatını hatırlar. Eski tecrübeleri bir bir geri gelir. Bu bir nevi ölümsüzlük demektir aslında. Proteanlılar asla gerçekten yok olmazlar.
Aarvad adı verilen bu dünyada reenkarnasyon bilinen bir gerçektedir. Yaşam ve ölüm tanrısı birlikte çalışıp bunun olmasını sağlamaktadırlar. Protean halkının bu kadar gelişmiş olmasının sebebi bu gerçeğe uyum sağlamış olmasıdır.
Doğal olarak yeniden doğmanın bazı etkileri vardır. Bilgi artarak, gelişerek taşınır. Ölüm bir son değildir. Proteanlılar bir önceki hayatlarında edindikleri tecrübeleri çocukluktan sonra şiddeti artarak hatırlamaya başlar. Yatkın oldukları alanlar önceki hayatlarındaki tecrübe ettikleri şeylerdir aslında. Yirmilerine gelmiş bir Proteanlı önceki hayatlarını, tecrübelerini, acılarını, mutlu anlarını net bir şekilde hatırlamaktadır. İşte bu sayede, iyisiyle kötüsüyle bütün tecrübeler aktarılır, bilgi taşınır, imparatorluk sürekli gelişir. Öyle ya da böyle, Protean hep bir şekilde ileri gider.
Proteanlıların bu kadar gelişmiş olmasının sırrı Arius ve Naru’nun yaptığı anlaşmada, yani iki tanrının iş birliği sayesinde ruhların başka bedenlerde yeniden doğup başka hayatlar yaşamasında gizlidir.
Bir Proteanlı fiziksel olarak ölümü tatsa bile ruhu asla tam anlamıyla yok olmaz. Spiritüel dünyaya geçebilmek için Narun Kristali’ni bulmak zorundadır. Naru’nun ruh toplayıcıları bu noktada devreye girerler ve yolunu kaybetmiş ruhları kristale doğru yönlendirirler. Ruh, ışık yayan kristali bulduktan sonra yeraltına iner ve Naru’nun öte alemdeki mağarasına açılan yarıktan geçer.
Ruh artık tanrıça ile yüzleşmeye hazırdır. Naru’nun günahlarıyla, sevaplarıyla ruhları kitap gibi okuyabilme yeteneği vardır. Naru, ruhun ikinci bir yaşamı hak etmediğine karar verirse ruh sonsuza Narun Kristali’ne hapsolur ve cezasını çekmeye başlar.
Eğer tanrıça ruhun günahlarının kefaretini ödeyebileceğine kanaat getirirse, ruh yeraltını terk eder ve Arius’un yanına, gökyüzüne çıkar. Ruh burada yaşam tanrısının katında yeni bedenini beklemeye başlar. Anua doğru anda, ruhu içine çeker ve beklemeye başlar. Doğumdan hemen önce okunan bir dua Arius’un doğru zamanı anlamasına yardımcı olur ve yaşam tanrısı doğru anda ruhu yeni bedenine üfler.
Ruh, yeni bedeninde yaş aldıkça önceki hayatını hatırlar. Eski tecrübeleri bir bir geri gelir. Bu bir nevi ölümsüzlük demektir aslında. Proteanlılar asla gerçekten yok olmazlar.
Aarvad adı verilen bu dünyada reenkarnasyon bilinen bir gerçektedir. Yaşam ve ölüm tanrısı birlikte çalışıp bunun olmasını sağlamaktadırlar. Protean halkının bu kadar gelişmiş olmasının sebebi bu gerçeğe uyum sağlamış olmasıdır.
Doğal olarak yeniden doğmanın bazı etkileri vardır. Bilgi artarak, gelişerek taşınır. Ölüm bir son değildir. Proteanlılar bir önceki hayatlarında edindikleri tecrübeleri çocukluktan sonra şiddeti artarak hatırlamaya başlar. Yatkın oldukları alanlar önceki hayatlarındaki tecrübe ettikleri şeylerdir aslında. Yirmilerine gelmiş bir Proteanlı önceki hayatlarını, tecrübelerini, acılarını, mutlu anlarını net bir şekilde hatırlamaktadır. İşte bu sayede, iyisiyle kötüsüyle bütün tecrübeler aktarılır, bilgi taşınır, imparatorluk sürekli gelişir. Öyle ya da böyle, Protean hep bir şekilde ileri gider.