• Rise Online World Türkiye'nin, hiçbir kurum, kuruluş ve Rise Online World ile bağı bulunmamaktadır. Rise Online Forum gönüllü oyuncular tarafından kurulmuştur.

Luna

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

admin

Administrator
Yönetici
PriestWar
Mesajlar
254
Tepki puanı
305
Puanları
63
Level
8
Cyrus’un Luna adını seçmiş olması tesadüf değildir. Düşmüş, yenilmiş olsa da Razu’ya saygı duymaktadır ve onu onurlandırmak istemiş, yaşadıkları yere Razu’nun en sevdiği şey olan karısı Luna’nın adını vermiştir.

Cyrus, Razu gibi mutlak bir lider olmayı reddeder. Onun yerine orcların en tecrübeli savaşçılarından oluşan bir konsey ile birlikte oturur ve kararlar alır. Savaşmaları gerecektir, buna hiç şüphe yoktur. Orclar cesur ve güçlüdürler. Ancak Razu’nun düşüşü, Goliath ve Protean’la yaptıkları savaştan sonra sarsılmışlardır. Aldıkları ağır yenilgi hala zihinlerinde tazedir. Her ne kadar savaşta canından olan orcların dirilmesi ve Luna’ya geri dönmeleri moralleri tazelese de Cyrus bir şeyler yapması gerektiğinin farkındadır. Konsey ile birlikte yaptığı toplantıdan sonra saflarını sıkılaştırmaya, hızla birlikler oluşturup eğitime başlamaya karar verirler.

Cyrus ilk olarak Yıkılmaz Thurag’a gider. Thurag iki adam boyunda ve eninde, savaşta cesaretiyle ve ne kadar yara alırsa alsın, asla yıkılmamasıyla nam salmış devasa bir orctur. Halkın gözünde bir savaş kahramanıdır. Cyrus ondan kendisi gibi korkusuz savaşçılar yetiştirmesini ister. Korku nedir bilmeyen, düşmanı gördüğü zaman tereddüt etmeyen, acımasız, korkusuz, makine gibi savaşçılar. Thurag Cyrus’un teklifini kabul eder. Bu onun için bir onurdur. Böylece Thurag “Demir Lejyon” adını verdiği savaşçıları yetiştirmeye başlar. Demir Lejyonerler Luna’nın sınır korumasından sorumludur. Sertlikleri ve acımasız yapıları ile bilinirler. Hiçbir Lunaskar bir Demir Lejyon askerinin söylediğini ikiletmez, onlarla tartışmaya girmek istemez.

Cyrus Thurag’dan bir şifacı olan Lorna’yı bulur. Orclar dayanıklı, yaraları bir oranda kendi kendine iyileşse de yaşadıkları coğrafya şifacıların varlığını mecbur kılmaktadır. Cyrus Lorna’dan kendisi gibi şifacılar eğitmesini ister. Sırf iyileştirici büyüler için değil, savaşta onları güçlendirecek, avantaj sağlayacak iksirlere de ihtiyaçları olacaktır. Lorna Cyrus’a yardım edebileceğini söyler ancak bunun için malzemelere ihtiyacı olacaktır. Cyrus’un istediği iksirler, ormanda kolaylıkla toplayabileceğiniz malzemelerle yapabileceğiniz şeyler değildir. Lorna’nın canavarlarla yüzleşmekten korkmayan, Hagard gibi dünyanın en tehlikeli yerlerinde gezip, ona istediği malzemeleri getirebilecek avcılara, toplayıcılara ihtiyacı olacaktır. Cyrus elinden geleni yapacağını söyler.

Eğer gelişmek istiyorlarsa zorlanmaları, sınanmaları gerekmektedir. Cyrus bunun farkındadır. Ancak söz konusu Hagard ve onun cehennemden çıkmış gibi gözüken canavarlarını düşündüğünde Cyrus’un oyunun kurallarını bozması gerekecektir. Thurag ve Lejyonerleri güçlüdür. Lorna ve şifacıları onlara yardım edecektir ancak bu yeterli değildir. Cyrus’un gölgelerde gezinmeyi bilen, arkadan dolaşıp öldürücü darbeyi indirebilecek katillere ihtiyacı olacaktır.

Gunnar, Lunaskar’da herkesin korktuğu, belki de binden fazla leşi olan, öldürmeyi bir hobi haline getirmiş acımasız bir katildir. Kendi dahil, kimseden hoşlanmaz. Kimse onunla karşı karşıya gelmek istemez. Luna’da onunla karşılaşmaktan çekinmeyecek tek bir kişi vardır, o da Cyrus’tur. İkili oturup konuşurlar. Cyrus Luna’nın güçlenmmesi, gelişmesi için Gunnar’ın yardımına ihtiyacı oluğunu söyler. Hem Protean, hem de çevredeki diğer tehlikelerle boğuşmaları gerekmektedir. Cyrus Gunnar’dan merhametsiz, savaşta gözünü kan bürüyen orcları seçmesi ister. Ok kullanmada ve de bıçak sanatında ustalaşmış bir ekip yaratmak istemektedir. Gunnar Cyrus’un teklifini kabul eder. Çok değil, kısa bir süre sonra Gunnar ve katilleri Luna sakinleri dahil, herkesin korkulu rüyası olmayı başarırlar.

Cyrus gelişimden son derece memnundur. Luna hızla büyümekte, kendini koruyup, yetebilecek bir hale gelmektedir. Cyrus sıranın kendisinde olduğunun farkındadır. Eğer Protean ile yüzleşeceklerse, eğer Hagard’a gitmeleri gerekecekse bunu büyü olmadan başarmalarına imkân yoktur. Cyrus yetenekli büyücüleri toplar ve birlikte bir kule inşa ederler. Bu kule, izinsiz bir şekilde yaklaşanı saniyeler içinde yok edecek, en güçlü savunma büyüleri ile donatılır ve Luna’nın sembolü haline gelir. Cyrus ve büyücüleri her geçen gün öğrenmekte, gelişmektedir.

Demir Lejyon, şifacılar, bıçakçılar ve büyücüler bir araya gelip oluşturdukları takımlarla düzenli olarak çıkarmalar yaparlar. Karşılaştıkları Protean birliklerini, ya da tehlikeli canavarları öldürüp geri döndükleri her gün, Cyrus ona güçlerini bahşeden, çok az kişinin varlığından haberdar olduğu, büyü ve gizem tanrısı Matta’ya şükreder. Ondan bu karanlık çağda kendisine gerekli olan gücü ve cesareti bahşetmesini ister.

Matta da aynen öyle yapar. İnananı Cyrus’un yaptıklarından son derece memnundur. Onun gibi hırslı, gözü pek bir ölümlüyü izlemek çabuk sıkılan bir tanrı olan Matta’yı keyiflendirmektedir. Matta, Cyrus’a yeni güçler bahşeder. Hiçbir büyücünün ulaşamadığı bir seviyeye ulaşan Cyrus savaş alanına elinin bir hareketiyle gökten yıldırımları çağırmakta, düşmanlarının üzerine ateş topları salmaktadır. Luna sakinleri kısa sürede Cyrus’un savaş alanındaki acımasızlığı hakkında konuşmaya başlarlar. Cyrus’tan çekinmektedirler. Luna sakinlerinin korkuyla karışık bu saygısı büyücünün çok hoşuna gider. Bazıları onu yarı tanrı olarak görmektedir. Cyrus’un bir şikayeti yoktur. Gücünün, neler yapabileceğinin farkındadır ve takdir edilmek hoşuna gitmektedir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst